Hırvatistan

AB`nin en genç üyesinin krizle imtihanı

1991-1995 yıllarında Yugoslavya’nın yıkılması sürecinde yaşanan savaşlardan oldukça etkilenen Hırvatistan ekonomisi, 2000-2007 yılları arasında toparlanma sürecine girerek turizm ve krediye dayalı tüketici harcamalarına bağlı olarak yılda ortalama yüzde 4 ila yüzde 6 oranında büyüdü. Hırvatistan ekonomisi 2008 yılında küresel mali krizin etkisiyle daralmaya girdi. Halen toparlanma sürecine girememiş olan Hırvatistan’ın karşı karşıya kaldığı zorlukları yüksek işsizlik oranı, bölgesel kalkınma düzeyindeki farklılıklar ve elverişsiz bir yatırım ortamı olarak özetlemek mümkün. Ülkede, 2008 yılında 4,2 milyar avro değerinde kaydedilen doğrudan yabancı yatırımlar 2012 yılında 624 milyon avroya geriledi. Yüzde 17,3 oranında işsizlik ve yüzde 50’ye varan genç nüfus işsizliği de Hırvatistan için büyük bir endişe kaynağı olarak öne çıkıyor. Hırvatistan’ın kredi derecesi, 2013 yılında önde gelen kredi derecelendirme kuruluşlarından Moody’s tarafından “çöp” (junk) tabir edilen statüye indirildi.

1 Temmuz 2013 tarihinde AB üyesi olan Hırvatistan, üyeliğinden kısa bir süre sonra Yunanistan ve GKRY ile birlikte AB’nin “problem çocuğu” olarak anılmaya başladı. 2014 yılında, ekonomide daralmanın etkili olduğu beşinci yılı da geride bırakan Hırvatistan’ın bu sürede GSYİH’si yüzde 13 oranında küçüldü. Dünya Bankası verilerine göre, Hırvatistan’ın Yunanistan dışında 2008 yılından bu yana daralmanın yaşandığı tek Avrupa ekonomisi olduğunu da belirtmek gerekiyor. 2014 yılının ilk çeyreğinde endüstriyel üretim 2009 yılından bu yana ilk kez artsa da, Hırvatistan’ın bu yıl da daralmaya teslim olacağı ve ancak 2015 yılında büyümeye başlayacağı tahmin ediliyor. Avrupa Komisyonu verilerine göre, Hırvatistan’ın GSYİH’si 2013 yılında yüzde 0,9 oranında küçüldü. Avrupa Komisyonu’nun 2014 yılı sonbahar tahminlerine göre, 2014 yılında ekonomik daralmanın devam etmesi ve GSYİH’nin yüzde 0,7 oranında daralması, işsizlik oranının ise 2013 yılında yüzde 17,3’ten 2014 yılında yüzde 17,7’ye yükseleceği öngörülüyor. Avrupa Komisyonu tarafından, Hırvatistan ekonomisinin 2016 yılında yaklaşık dış talepteki artışa bağlı olarak yavaş bir toparlanma sürecine gireceği tahmin ediliyor.

AB üyeliğiyle birlikte, Hırvatistan üzerinde nispeten yüksek değerde olan kamu borcunu azaltması için baskıların arttığı söylenebilir. 2012 yılından bu yana kamu harcamalarını kısan Hırvatistan hükümeti, ayrıca KDV oranının artırılması başta olmak üzere gelirleri artırmak üzere bazı önlemler aldı. Bunun yanında, stratejik olmayan varlıkların özelleştirilmesi de Zagreb tarafından bu dönemde hız kazandı. Buna karşılık, AB Konseyi Ocak 2014’te Hırvatistan hakkında aşırı açık prosedürü başlatılmasına karar verdi. Buna göre, Hırvatistan’ın bütçe açığını 2016’ya kadar GSYİH’nin yüzde 3’ünün altına çekmesi gerekiyor. Hırvatistan’ın bütçe açığının GSYİH’ye oranı 2013 yılında yüzde 5,2 olarak kaydedildi. 2014 yılında, bu oranın 5,6 olması bekleniyor. Bunun temel nedeni ekonomik daralma olarak gösteriliyor. Komisyon’un 2014 yılı sonbahar tahminlerine göre, Hırvatistan’ın kamu borcunun GSYİH’ye oranı 2013 yılında yüzde 75,5 oranında olurken, bu oranın 2014’te yüzde 81,7’ye ulaşması bekleniyor. 

Hırvatistan’da 8 Kasım 2015 tarihinde gerçekleşen genel seçimlerin galibi, muhafazakâr Hırvat Demokrat Partisi (HDZ) öncülüğünde kurulan Vatansever İttifakı oldu. Seçim sonuçlarına göre, 151 üyeli mecliste “Vatansever” İttifakı 59, Sosyal Demokrat Parti (SDP) öncülüğündeki “Hırvatistan Büyüyor” İttifakı 56, “Most” İttifakı 19, İstra Demokrat Meclisi (IDS) 3, Slovanija ve Baranija Hırvat Demokratik Birliği (HDSSB) 2, “Milan Bandic 365” Hareketi 2, “Başarılı Hırvatistan” Hareketi 1 ve “Canlı Duvar” Hareketi 1 sandalye elde etti.

Mecliste geriye kalan 8 sandalye ise azınlıkların temsilcilerine ayrılıyor. Sonuçlara göre, hiçbir parti tek başına mecliste çoğunluğu sağlayamadığı için, yeni hükümetin kurulması amacıyla koalisyon görüşmelerinin başlaması bekleniyor. HDZ Genel Başkanı Tomislav Karamarko, seçim zaferinin kesinleşmesinin ardından yaptığı açıklamada, sonuçtan duyduğu memnuniyeti dile getirerek diğer partilerle koalisyon görüşmelerinde işbirliğine hazır olduklarını hatırlattı. Yeni görev alacak hükümetin, ekonomik sorunlar ile Avrupa çapında devam eden mülteci krizine odaklanacağı belirtiliyor.

Ülkenin temel ekonomik göstergelerine buradan ulaşılabilir.