Malta
Krizin uğradığı ikinci Akdeniz adası
Ekonomisi büyük ölçüde dış ticaret, imalat sanayi ve turizme dayalı olan Malta, küresel krizden oldukça etkilendi. 2005-2007 yılları arasında AB ortalamasının üzerinde, yılda ortalama yüzde 4 oranında büyüme kaydeden Malta’da, özellikle ticaret kanalında dış talebin azalması şeklinde kendini hissettiren küresel kriz nedeniyle, 2008 yılının son aylarında büyüme yavaşladı ve Malta ekonomisi durgunluğa girdi. Malta ekonomisi, 2009 yılında Avro Alanı ortalamasının altında kalarak yüzde 2,6 oranında daraldı. 2010 yılında dış talepteki artış ve yatırımlardaki iyileşme, Malta ekonomisinin güçlü bir şekilde toparlanması ve yüzde 2,9 oranında büyüme sergilemesinde etkili oldu. Malta’nın, mali hizmetler sektöründeki krizi nispeten güvende geçirmesinde ise sektörün yerli piyasaya odaklanması, denizaşırı bankacılık faaliyetlerinin sınırlı olması ve borçlanma sorunu yaşayan ülkelerin sorunlu tahvillerini elinde bulundurmaması etkili oldu. Malta ekonomisinin büyüme hızı 2012’de yavaşladı. İhracat, ekonomik büyümenin arkasındaki itici güç olmaya devam ederken, yatırım ve özel tüketimin azalmasına paralel olarak iç talep de azaldı. 2012 yılında istihdam piyasasında koşullar istikrarlı bir şekilde devam ederken, AB ortalamasının altında seyreden işsizlik 2011 yılına kıyasla 0,1 puan gerileyerek yüzde 6,4 oldu. Enflasyon, hizmet sektöründeki gelişmelerin etkisiyle 2011’de yüzde 2,5’ten, 2012’de yüzde 3,2’ye çıktı.
Kamu kesimi bütçe açığının GSYİH’ye oranının yüzde 4,8’e ulaşması nedeniyle Temmuz 2009 itibarıyla aşırı açık prosedürü kapsamında değerlendirilen Malta’nın, bu oranı 2010 yılı sonuna kadar yüzde 3’lük referans değerin altına çekmesi gerekiyordu. Ancak ekonomik koşulların beklenenden daha zorlu seyretmesi nedeniyle Malta’ya bir yıl daha ek süre tanındı. Malta’nın bütçe açığının GSYİH’sine oranını yüzde 3’lük referans değerin altına çekmesiyle, AB Bakanlar Konseyi, Aralık 2012’de aşırı bütçe açığı prosedürünün sonlandırılmasına karar verdi. Avrupa Komisyonu, 2012 yılında Malta’da kamu açığının GSYİH’ye oranının Maastricht kriteri eşik değerini aşarak yüzde 3,3 olarak kaydedilmesinin ardından, Haziran 2013’te Malta hakkında aşırı açık prosedürü başlatma kararı aldı.
Malta, Avro Alanı’ndaki borç krizinin etkilerini şimdiye kadar kontrol altında tutmayı başarmasına rağmen, varlıklarının değeri ülke GSYİH’sinin sekiz katından fazla olan geniş bir finans sektörünün ve oldukça açık bir ekonominin varlığı, finansal istikrara ilişkin riskleri ve krizin yayılma riskini de beraberinde getiriyor.
Malta, 2013 yılında yüzde 2,5 oranında GSYİH büyümesi kaydetti. Malta’da iç talepte ve kamu harcamalarında yaşanan artışın desteklediği büyümenin, 2014 yılında yüzde 3’e çıkacağı tahmin ediliyor. Elektronik ürünlerin ihracatındaki düşüş nedeniyle, net ihracat 2013 yılında, 2006 yılından bu yana ilk kez Malta’da büyümeyi olumsuz etkiledi. 2014 yılında net ihracatın GSYİH büyümesi üzerindeki olumsuz etkisini sürdürmesi; Malta’da 2014 ve 2015 yıllarında büyümenin hane halkı tüketimindeki artış tarafından desteklenmesi öngörülüyor.
Malta’da güçlü ekonomik büyüme, sağlam işgücü piyasası ve takdiri önlemler sayesinde kamu açığının GSYİH’ye oranı 2012 yılında yüzde 3,3’ten, 2013 yılında yüzde 2,7’ye gerildi. Gelirlerde ve dolaylı vergi tahsilatlarında yaşanan önemli ölçüde artış, vergi gelirlerinde artışa yol açtı. Kamu harcamalarındaki artışa rağmen, 2014 yılında kamu açığının GSYİH’nin yüzde 2,5’i oranında kaydedilmesi bekleniyor.
Malta’da kamu borcunun GSYİH’ye oranı, 2013 yılında yüzde 69,8’e ulaşarak rekor seviyede kaydedildi. Kamu borcunun GSYİH’ye oranı 1995-2012 döneminde ortalama 60,2 olarak olmuştu. Bu oranın 2014-2015 döneminde yüzde 71 oranına yükseleceği tahmin ediliyor.
Malta AB Konseyi Dönem Başkanlığı görevini 1 Ocak 2017 tarihinde Slovakya’dan devraldı. Malta 1 Ocak-30 Haziran 2017 tarihleri arasında AB Konseyi Dönem Başkanlığı’nı yürütecek olan Malta Hollanda, Slovakya, Malta “Üçlü Programının” (Trio) son ayağını oluşturuyor. Malta, AB Konseyi Dönem Başkanlığı önceliklerinde göç krizi, Tek Pazar, güvenlik, sosyal kapsayıcılık, komşuluk politikası ve denizcilik üzerine yoğunlaşıyor. Malta’nın AB Konseyi Dönem Başkanlığı önceliklerinin başında şu konular yer alıyor:
- Göç krizine yönelik olarak Orta Avrupa İltica Sistemi’nin güçlendirilmesi ve 160 bin kişinin yeniden yerleştirilmesine ilişkin kuralların daha iyi bir şekilde uygulanmasının sağlanması;
- Tek Pazar ve Sermaye Piyasaları Birliği çerçevesinde yürütülecek eylemlerin KOBİ’lerin geliştirilmesi, büyüme ve istihdamın artırılmasına yönelik adımların atılması;
- Güvenlik alanında AB’de son bir yılda meydana gelen terör olaylarından sonra teröre karşı mücadelenin pekiştirilmesi;
- Sosyal kapsayıcılık alanında kadınların iş piyasasına katılımlarının geliştirilmesi;
- AB’nin komşuluk politikasına ilişkin olarak alanında Libya’da istikrarın geliştirlmesi, Tunus’ta demokratikleşme sürecinin güçlendirilmesi ve böylelikle AB’nin güneyine daha fazla odaklanılması;
- Denizcilik alanında AB’nin uluslararası okyanus yönetişimine ilişkin daha uyumlu, kapsamlı ve etkin politika belirlemesi hedefleniyor.
Ülkenin temel ekonomik göstergelerine buradan ulaşılabilir.