Litvanya

Krize kemer sıkarak direnen Baltık Kaplanı

2001-2008 döneminde büyük oranda iç talebe ve gayrimenkul sektörünün aşırı büyümesine bağlı olarak yılda ortalama yüzde 7,4 oranında büyüyen Litvanya, Letonya ve Estonya ile birlikte Baltıkların kaplanları arasında anılırken, 2008 yılı sonrasında küresel mali krizin etkilerini şiddetli bir şekilde hisseden ülkeler arasında yer aldı. Litvanya ekonomisi, 2009 yılında neredeyse yüzde 15 oranında küçülerek Letonya’dan sonra en fazla küçülen AB ekonomisi oldu. Litvanya hükümetinin uyguladığı kemer sıkma önlemleri ve mali disiplini gözeten politikalar, krizin etkilerinin atlatılmasında büyük rol oynadı. Litvanya hükümetinin kabul ettiği kemer sıkma paketi, AB genelinde Letonya’dan sonra en katı kemer sıkma paketi olması bakımından önem taşıyor. Litvanya hükümeti tarafından alınan önlemler, kamu harcamalarının yüzde 30 oranında azaltılması, emekli maaşlarında yüzde 11’lik bir kesintiye gidilmesi, sosyal güvenlik, sağlık hizmetleri ve eğitim sistemlerinin reforme edilmesi ve Başbakanın maaşının yüzde 45 oranında kesilmesini içermekteydi.

2010 yılında, küresel ekonominin yeniden ivme kazanmasıyla, Litvanya’nın başlıca ticaret ortaklarının gösterdiği güçlü ekonomik performansın ve stoklardaki artışın etkisiyle, Litvanya ekonomisi büyüme eğilimine girdi ve 2011 yılında yüzde 5,9 oranında büyüyerek AB’de en hızlı büyüyen ikinci ülke oldu. Avro Alanı’ndaki durgunluğun etkisiyle, 2012 yılında büyüme hızının yavaşlamasına karşın, yüzde 3,7 oranında büyüyen Litvanya ekonomisi bu konumunu korudu. 2010 yılında yüzde 18’e ulaşan işsizlik oranı da gerilemeye başlayarak, 2012 yılında yüzde 13,3’e indi. Bütçe açığının GSYİH’sine oranının İstikrar ve Büyüme Paktı’nda belirlenen yüzde 3’lük referans değeri geçmesiyle, Temmuz 2009 itibarıyla aşırı açık prosedürü kapsamında değerlendirilen Litvanya, bu oranı 2009 yılında yüzde 9,4’ten 2012 yılında yüzde 3,2’ye çekmeyi başardı. Bunun üzerine Avrupa Komisyonu, 2013 yılı Mayıs ayı sonunda aşırı açık prosedürünün kapatılmasını önerdi. Komisyon’un tahminlerine göre, Litvanya’nın bütçe açığının GSYİH’sine oranı 2013 yılında yüzde 2,6 oldu. Bu oranın 2014 yılında yüzde 1,2’ye gerileyerek, yüzde 3’lük referans değerin altında kalmaya devam edeceği tahmin ediliyor.

2002 yılından bu yana para birimi Litas’ı avroya sabitleyen Litvanya, 1 Ocak 2015 tarihinde Avro Alanı’na katılmaya hazırlanıyor. Litvanya’nın Ocak 2015 itibarıyla ortak para birimi Avro’yu kullanan 19’uncu ülke olması, AB Genel İşler Konseyi tarafından 23 Temmuz 2014 tarihinde onaylandı. Daha önce, 1 Ocak 2007 itibarıyla Avro Alanı üyesi olmak üzere başvuran Litvanya’nın başvurusu, Mayıs 2006’da enflasyon kriterine uygun olmadığı gerekçesiyle Avrupa Komisyonu tarafından geri çevrilmişti. Nihayet Litvanya 1 Ocak 2015 tarihi itibariyle Avro Alanı’na dâhil oldu. Aynı tarih itibariyle de avro, Litvanya para birimi litasın yerini aldı. Avro Alanı’nın 19’uncu üyesi olan Litvanya’nın avro’ya geçişi aynı zamanda AB’nin tek para birimini kabul edişinin 15’inci yıldönümüne rastlıyor. Litvanya, Estonya ve Letonya’nın ardından Avro Alanı’na giren üçüncü Baltık ülkesi oldu.

Avrupa Komisyonu, güçlü iç talebin desteğiyle Litvanya ekonomisinin 2014 yılında da büyümeye devam edeceği tahmininde bulunuyor. Buna karşılık, Rusya’nın uyguladığı yaptırımlara bağlı olarak ihracatta bir düşüş yaşanması ve tüketici ve yatırımcı güveninin zarar görmesi nedeniyle, büyüme hızının yavaşlayacağı öngörüsünde bulunuyor.

2013 yılında yüzde 3,3 oranında büyüyen Litvanya’nın, 2014 yılında da yüzde 2,7; 2015’te ise yüzde 3,1 oranında büyüyeceği öngörülüyor. Ülkede 2013 yılında yüzde 11,8 oranında kaydedilen işsizliğin, düşmeye devam edeceği ve 2014 yılında yüzde 11,2’den 2016’da yüzde 9,5’e gerileyeceği öngörülüyor.

23 Ekim 2016 tarihinde Litvanya’da düzenlenen parlamento seçimlerinin ikinci turunda, Yeşiller ve Çiftçiler Birliği (LVZS) galip oldu. Litvanya Merkez Seçim Kurulunun (LRK) açıkladığı resmi sonuçlara göre, 141 sandalyeli parlamentoda Yeşiller ve Çiftçiler Birliği, 54 koltuk elde etti. Yeşiller ve Çiftiler Birliği ile yeni koalisyon hükümetini oluşturacak Hristiyan Demokratlar ve Vatan Birliği Partisi (TS-LKD) parlamentoda 31 sandalye elde ederken, hâlihazırda iktidarda bulunan Sosyal Demokrat Partisi (LSDP) ise 17 milletvekili ile parlamentoda üçüncü sıraya geriledi. Liberal Hareket (Sajudis) ise 14 ve AB karşıtı olarak bilinen Düzen Adalet Partisi (TT) de 8 sandalyeye hak kazandı. 

Ülkenin temel ekonomik göstergelerine buradan ulaşılabilir.