İtalya

Krizin süper kahramanları: Teknokratlar

İtalya, krizin etkilerini şiddetli bir şekilde hisseden ülkelerin başında geliyor. Avro Alanı’na girdiğinden beri İtalya’nın kamu borcunun iki haneli oranlara inmemesi, endişe kaynağı olmuştu. Nitekim yatırımcıların Avro Alanı’ndaki borç krizinin daha da büyüyeceğine dair endişelerine paralel olarak, ülkenin kamu borçlanma maliyetleri, Avro Alanı’nın rekor seviyesine yükseldi. AB’nin büyük ekonomilerinden biri olan İtalya’nın, ekonomik krizle birlikte kamu borcu 2007’den itibaren yükselme eğilimi göstererek, 2012’de GSYİH’nin yüzde 127’sine ulaştı. Öte yandan İtalya, 2010 yılında GSYİH’nin yüzde 5,5’ine yükselen bütçe açığını ise 2012’de yüzde 3 seviyesine indirmeyi başardı.

Krizin derinleşmesine paralel olarak, ülkedeki siyasi ortam da olumsuz yönde etkiledi. Hükümetin onayladığı kemer sıkma paketleri kapsamında vergilerin artırılması, kamu harcamalarına kısıtlamalar getirilmesi ve daha az iş güvencesinin sağlanmasının öngörülmesi, ülke çapında birçok grevin düzenlenmesine sebep oldu. Nitekim kemer sıkma önlemlerinden oluşan bir paketin 11 Kasım 2011 tarihinde Senato tarafından ve 12 Kasım 2011 tarihinde ise Parlamento’nun alt kanadı tarafından onaylanması sonucunda, toplam dokuz sene boyunca başbakanlık görevini yürüten Silvio Berlusconi istifa etti. Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano tarafından yeni hükümeti oluşturmakla görevlendirilen Avrupa Komisyonu’nun Rekabetten Sorumlu Eski Üyesi Mario Monti, teknokratlardan oluşan bir hükümet kurdu.

İtalya’nın yeni teknokrat hükümeti, Aralık 2011’de sunduğu kemer sıkma paketiyle 30 milyar avro tasarruf sağlayarak, 2013 yılına kadar bütçe dengelemeyi hedefledi. Kemer sıkma paketi kapsamında alınan önlemler arasında KDV oranının artırılması, vergi kaçakçılığı ile daha etkin mücadele edilmesi, emeklilik yaşının ve sisteminin gözden geçirilmesi ve özellikle iş piyasasında yapısal reform sürecinin hızlandırılması yer alıyordu. Yatırımcılar ve AB ticaret ortakları da hükümetin, ülkenin uzun zamandır sorunları arasında bulunan iş gücünün verimsizliği ve vergi kaçakları gibi büyümenin önündeki yapısal engellerin kaldırılmasına ilişkin çabalarının sürdürülmesini talep ettiler. 2012’de ekonomik büyümede daralma, iş gücü koşullarında kötüleşme kendini gösterdi. Ekonomide yüzde 2,3 daralma görülürken, işsizlik oranı yaklaşık yüzde 11’e ve gençler arası işsizlik oranı ise yüzde 35 seviyesine ulaştı. Hükümet, uzun vadeli ekonomik büyümenin artırılması amacıyla birçok reform girişiminde bulundu. Ancak hiçbir şey İtalyanların sokaklara dökülmesine engel olmadı.

21 Aralık 2012 tarihinde Başbakan Mario Monti’nin istifa etmesi üzerine, Şubat 2013’te düzenlenen genel seçimler sonucunda, Cumhurbaşkanı Giorgio Napolitano, Temsilciler Meclisi’nde ve Cumhuriyet Senatosu’nda en çok oy elde eden Demokratik Parti lideri Pier Luigi Bersani’ya hükümeti kurması için görevlendirdi. Hükümeti kurma çalışmalarının başarısızlıkla sonuçlanmasıyla, birkaç ay boyunca İtalya’da siyasi belirsizlik yaşandı. Bu durum karşısında Cumhurbaşkanı Napolitano, hükümeti kurması için Demokratik Parti’nin Başkan Yardımcısı Enrico Letta’yı görevlendirdi. İtalya’nın yeni Başbakanı Letta, hükümetinin önceliğinin ekonomik büyümeyi canlandırmak ve istihdam yaratmak olduğunu açıkladı. Bu hedef doğrultusunda kamu maliyesini güçlendirmek ve kamu borcunu azaltmak amacıyla önceden getirilen bazı kısıtlama önlemelerinin yumuşatılması öngörülüyor.

2014 yılının Şubat ayında, Başbakan Enrico Letta da istifa etti. İstifa nedeni, partisinin yeni bir idari yapıyı desteklediğinden kaynaklanmıştır. Böylece, Floransa Belediye Başkanı ve Demokrat Parti lideri Matteo Renzi Başbakan oldu. Matteo Renzi, kurduğu sağ ve sol partileri kapsayan geniş koalisyon ile temel ekonomik ve siyasi reformları öngören bir hükümet programı ortaya koydu. Ekonomik verilere bakıldığnda 2013 yılında yüzde -1,9 bir daralmadan sonra, 2014 yılından itibaren GSYİH’nin yüzde 0,4 büyümesi bekleniyor. Bu pozitif eğilimin, 2015’de yüzde 1,2 ile korunması bekleniyor. Dış talepte artşın ekonomik büyümeye katkısının olması bekleniyor. Üretimdeki artış ile bu eğilimin devam edeceği tahmin ediliyor. Artan ihracatın da ekonominin büyümesinde katkısı oldu ve bunun devam etmesi bekleniyor. İşsizlik oranı 2013 yılının son yarısında yükselişini korumaya devam etti (yüzde 12,2). 2014 yılında ise yüzde 12,6 ile daha da artış göstererdi. İşsizlik oranının 2015’ten itibaren yüzde 12,4’e inerek azalmaya devam etmesi öngörülüyor. Kamu sektöründeki isithdam artışının olumlu etkisi olması bekleniyor. Enflasyonın ise azalmaya devam etmesi öngörülüyor. 2013 yılında yüzde 1,3’ten 2014 yılında yüzde 0,9’a düşmesi bekleniyor.  Buna rağmen, kamu borcunun, GSYİH’ya ornının önümüzdeki yıllarda yüksek seviyesini koruması bekleniyor. 2014 yılında yüzde 133,7 ile 2015 yılında yüzde 132,4 ile aşırı yüksek seviyesini koruyacağı tahmin ediliyor Bu rakamlar, Maastricht kriterleri çerçevesindeki yüzde 60 oranın oldukça üzerindedir. Cari açık 2013’te yüzde 3 oranında gerçekleşti.

İtalya’da 29-31 Ocak 2015 tarihlerinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı seçimini merkez soldan iktidar partisi adayı kazandı. 2006 yılından beri Cumhurbaşkanlığı görevini yürüten merkez sağ partiden Giorgio Napolitano’nun ilerleyen yaşı nedeniyle Ocak ayında görevinden istifa etmesinin ardından, yapılan seçimler sonucunda İktidar partisi, merkez sol Demokratik Parti’nin (Partito Democratico) adayı Sergio Mattarella, 1009 sandalyeli Meclis’ten 655 oy alarak (yüzde 65,9) İtalya’nın 12’nci Cumhurbaşkanı seçildi. 

24 Ağustos 2016 tarihinde İtalya’nın Accumoli kentinde 6,2 büyüklüğünde bir deprem meydana geldi. Depremde 267 kişi hayatını kaybetti ve yaklaşık 400 kişi yaralandı.  

Ülkenin temel ekonomik göstergelerine buradan ulaşılabilir.