Finlandiya
Krize rağmen rekabet gücünü koruyan ülke
Hızlı büyüme oranları kaydeden Finlandiya ekonomisi, küresel kriz nedeniyle dış talepteki keskin düşüşün ve iç talepteki azalmanın etkisiyle, 2009 yılında yüzde 8,5 oranında küçülerek, Avro Alanı’nın en fazla küçülen ekonomisi oldu. Ekonomideki daralmada, özellikle ihracatın yüzde 25 oranında azalmasının etkili olduğu söylenebilir. 2010 yılında küresel talebin canlanmasına bağlı olarak tekrar büyüme eğilimi gösteren Finlandiya ekonomisi, yüzde 3,3 oranında büyüdü. Büyüme 2011 yılında hız kesmesine rağmen, Avro Alanı ortalamasının (yüzde1,4) üzerinde, yüzde 2,8 oranında gerçekleşti. 2012 yılında Finlandiya ekonomisi, Avro Alanı’ndaki borç krizine bağlı olarak durgunluğa girdi ve binde 2 oranında daraldı. Krizin etkisiyle 2008 yılında yüzde 6,4’ten 2010 yılında yüzde 8,2’ye yükselen işsizlik oranı ise, 2011 itibarıyla azalma eğilimi gösterdi ve 2012 yılında yüzde 7,7’ye geriledi.
Krizden önce bütçe fazlası veren Finlandiya ekonomisi, krizin etkisiyle açık vermeye başladı. Ancak Finlandiya’nın kamu finansmanı, diğer AB ülkelerine kıyasla sağlıklı görünüyor. Başlıca kredi derecelendirme kuruluşlarından aldığı AAA kredi notunu ve sabit kredi görünümünü korumayı başaran ender Avro Alanı ekonomilerinden biri olan Finlandiya’nın bütçe açığının GSYİH’ye oranı, 2012 yılında yüzde 1,9 oldu. Finlandiya’nın kamu borcunun GSYİH’ye oranı, krizin etkisiyle 2008 yılında yüzde 33,9’dan 2012 yılında yüzde 53’e yükseldi. Finlandiya’nın kamu borcunun GSYİH’ye oranı, AB ortalamasının (yüzde 85,3) altında kalıyor; Finlandiya, İstikrar ve Büyüme Paktı kapsamında belirlenen kriteri yerine getiren nadir ülkelerden biri konumunda bulunuyor.
Finlandiya’nın krizden diğer ülkelere kıyasla daha hızlı toparlanmasının arka planında, rekabet gücünü korumayı başaran, yenilikçiliğe ve bilgiye dayalı ekonomisi bulunuyor. 1990’lı yıllarda iletişim ve ileri teknoloji sektörlerine yatırım yaparak rekabet gücünü artıran Finlandiya, AB genelinde Ar-Ge’ye ve yenilikçiliğe yönelik yatırımların en yüksek olduğu ülke olarak dikkat çekiyor.
Bu olumlu ekonomik tabloya sahip Finlandiya, 2011 yılında Yunanistan’a yapılacak mali yardım karşılığında teminat talebinde bulunması ile gündeme geldi. Mali zorluklarla karşı karşıya olan AB Üye Devletlerine sağlanacak yardım, özellikle Nisan 2011’deki genel seçimlerde belirleyici olmuştu. Aşırı sağın güç kazandığı Finlandiya’da, AB karşıtı görüşleriyle tanınan Gerçek Finler Partisi’nin oy oranını yüzde 4,9’dan yüzde 19’a yükseltmeyi başararak seçimlerden üçüncü parti olarak çıkması, EFSF kapsamında Portekiz’e sağlanması planlanan mali yardımı da tehlikeye sokmuştu. Nihayet, Finlandiya Parlamentosu’nun 25 Mayıs 2011 tarihinde onay vermesi ile Portekiz’e verilecek 78 milyar avroluk kurtarma paketinin de önü açılmış oldu.
Haziran 2011’de, Ulusal Koalisyon Partisi lideri Jyrki Katainen 6 ayrı parti ile büyük bir koalisyon kurup başbakanlığa getirildi. Bu arada, ekonomik verilere baktığımız zaman, 2012 ile 2013 yıllarında AB ülkelerinde devam eden resesyondan ötürü, Finlandiya’nın ekonomik göstergeleri biraz zayıfladı. Hükümetin genel bütçesi ile kamu borçlarında artış gözlemlendi. Kamu borcunun GSYİH’ya oranı 2013, 2014 ile 2015 yıllarında, sırasıyla, yüzde 57,2; yüzde 60,4 ve yüzde 62’ye yükseldi. 2013 yılından itibaren Finlandiya Hükümeti AB kamu açığı hedeflerini yerine getirmek için önemli adımlar attı ve kredi derecelendirme kurumlarının ülkeye verdikleri AAA derecesini korumak için önlemlere imza atıldı. Mevcut aşamada, Finlandiya’nın temel hedefi, AB’de kaydedilen düşük ihracata rağmen, ekonomik büyümeyi artırmanın yanı sıra, kemer sıkma önlemleri alması gerekecektir. Bununla beraber, Finlandiya, hızla büyüyen yaşlı bir toplum, rekabeti tehdit eden geleneksel sanayide gözlenen azalan verimlilik, sürdürülebilir vergi sistemi ve azalan ekonomik büyümeyle karşı karşıya kalma riski altındadır. 2013 yılında GSYİH’de yüzde -1,5 düşüş kaydedildi. Ayrıca, işsizlik oranında yüzde 8,2 ile bir artış görüldü. Temmuz 2014’da ise, Başbakan Katainen, görevinden ayrılıp Avrupa Komisyonu’nun İstihdam, Yatırım ve Rekabetten sorumlu Komisyon Başkan yardımcılığı görevini üstlenip ve Kasım ayında yeni Komisyon’da görevine fiilen başladı. Komisyon’un mevcut istatistiklerinden yola çıkıldığında, işsizlik oranının yüzde 8,3’e yükselmesi öngörülüyor.
1 Ocak 2017 tarihinde Finlandiya’da yaklaşık 2 bin işsiz kişiye 560 avro bedelinde temel gelir ödeme denemesi başlatıldı. Temel gelir ödemesinin, rastgele seçilen 2 bin işsize iki yıl boyunca herhangi bir sınırlama olmaksızın ödeneceği belirtildi. Finlandiya hükümeti, bu adımla yüzde 8 civarındaki işsizlik oranını azaltmayı hedeflediğini açıkladı. İsviçre’de Haziran 2016’da, ülkede yaşayan herkese 2 bin 500 isviçre frangı (2 bin 200 avro) temel gelir ödenmesi konusu referandumda oylanmış ve hayır sonucu çıkmıştı.
Ülkenin temel ekonomik göstergelerine buradan ulaşılabilir.