Avusturya

Valsler diyarında soğuk rüzgârlar

Avusturya’da ihracattaki güçlü talep ve istihdamdaki artışın yol açtığı güçlü büyüme, küresel mali krizin etkisiyle son bulurken, durgunluğa giren Avusturya ekonomisi krizi kısa sürede atlattı. Avusturya ekonomisi 2009 yılında yüzde 3,8 oranında daralırken, 2010 yılında toparlanmaya başlayarak yüzde 2,1; 2011 yılında ise yüzde 2,7 oranında büyüdü. Ancak 2012 yılında büyüme hızı yüzde 1’in altına düştü.

Avusturya, AB genelinde en düşük işsizlik oranına sahip olmasının yanı sıra kadın ve genç nüfusta işsizliğinde de en düşük rakamlara sahip AB ülkesi olarak dikkat çekiyor. Kriz döneminde bile işsizlik oranında fazla artış kaydedilmemesinde, hükümetin işten çıkarmaların önüne geçilmesi amacıyla çalışma saatlerini yeniden düzenlemesinin etkili olduğu söylenebilir. Ancak Avusturya’daki bankaların çoğunlukla Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde faaliyet göstermesi nedeniyle, ülkede finansal krizin etkileri güçlü bir biçimde hissedildi. Avusturya’nın mali pozisyonunun Avro Alanı’ndaki diğer ülkelere kıyasla daha iyi olmasına karşın, ülkedeki büyük bankaların Orta ve Doğu Avrupa’dan gelecek şoklara açık olması ve Avro Alanı borç krizinin yarattığı belirsizlik ekonomiyi olumsuz yönde etkiledi.

İstikrar önlemleri, mali teşvik paketi ve gelir vergisi reformu nedeniyle bütçe açığının GSYİH’ye oranı 2008 yılında binde 9’dan 2009 yılında yüzde 4,1’e ve 2010 yılında ise yüzde 4,5’e çıktı. 2011 yılında hükümet, kamu borcunu GSYİH’nin yüzde 60’ıyla sınırlamak amacıyla bir anayasa değişikliği tasarısı sundu ancak anayasa değişikliğinin parlamentoda kabul edilmemesi nedeniyle söz konusu önlem, yalnızca kanun olarak kabul edilebildi. Avusturya’nın kamu borcunun GSYİH’sine oranı 2008 yılında yüzde 63,8’den, 2011 yılında yüzde 72,4’e; 2012 yılında ise yüzde 73,4’e yükseldi.

Avrupa Komisyonu’nun Avusturya’nın kamu açığının GSYİH’ye oranının 2009 yılında yüzde 3,9’a; kamu borcunun GSYİH’nin yüzde 68,2’sine ulaşacağını açıklamasının ardından, AB Konseyi Aralık 2009’da Avusturya hakkında aşırı açık prosedürü başlattı. Avusturya’nın kamu borcunu ve kamu açığını kontrol altına almak üzere gerekli adımları atmasının ardından, 20 Haziran 2014 tarihinde aşırı açık prosedürü kapatıldı. Kamu açığının GSYİH’ye oranı 2012 yılında yüzde 2,6’dan, 2013 yılında yüzde 1,5’e geriledi. Avrupa Komisyonu, bu oranın 2014 yılında yüzde 2,8; 2015 yılında ise yüzde 1,9 olacağını tahmin ediyor. Avusturya’nın kamu borcunun GSYİH’ye oranı 2009-2013 döneminde yüzde 69,2’den yüzde 81,2’ye yükseldi. Komisyon, kamu borcunun GSYİH’ye oranının 2014 yılında yüzde 87’ye ulaşacağını tahmin ediyor. Bunun temel nedeni ise, Avusturya’nın en büyük kamu bankası Hypo Alpe Adria Bank’ın bütçeye baskısı olarak gösteriliyor. Avusturya, Şubat 2014’te Hypo Alpe Adria Bank’ın özellikle Hırvatistan’daki batık kredileri için bir tasfiye bankası (bad bank) kurulmasına karar almıştı. Ülkede tartışmalara konu olan Hypo Alpe Adria Bank’ın Avusturya bütçesine zararının 19 milyar avro tutarında olduğu belirtiliyor. 2016 yılına kadar kamu borcunun GSYİH’ye oranının yüzde 84’e gerilemesi bekleniyor.

Mart 2012’de ise Avusturya Parlamentosu, 2016 yılına kadar kamu finansmanını dengelenmesi yönünde 26,5 milyar avro değerinde tasarruf edilmesini amaçlayan kemer sıkma programını kabul etti. Bu kapsamda, 2013 yılında kamu sektöründe maaş zamlarının dondurulması, 2014’te ise kamu çalışanlarının maaşlarında düşük artışlar yapılması, emeklilik sisteminde değişikliğe gidilmesi, 2014 yılı itibarıyla kamu sektöründe öğretmenler ve polis başta olmak üzere bazı meslek grupları dışında işe alımların durdurulması, sağlık hizmetlerinin reforme edilmesi gibi birçok önlem öngörülüyor. Bunların yanı sıra kamu gelirinin artırılması için gayrimenkul satışlarına yeni vergiler getirilmesinin, 2014 yılında diğer AB ülkeleri ile birlikte finansal işlemler vergisinin hayata geçirilmesinin ve 2013-2016 yılları arasında zenginlerden “dayanışma vergisi” adı altında yeni bir vergi alınmasının öngörüldüğünü de anımsatalım.

Avusturya, 2013 yılının ikinci yarısından bu yana ihracattaki artışın desteklediği bir toparlanma evresine girdi. Avusturya’nın özellikle Orta ve Doğu Avrupa ülkelerine gerçekleştirilen ihracatın artışı, büyümenin arkasındaki itici güç olmaya devam ediyor. Buna karşılık, 2014 yılının ilk yarısında büyüme hız kaybetti. 2014 yılının 3’üncü ve 4’üncü çeyreğinde büyümenin hız kazanmasını öngörmeyen Avrupa Komisyonu, 2014 yılında Avusturya’nın GSYİH büyümesinin yüzde 0,7 oranında gerçekleşeceğini tahmin ediyor. Avrupa Komisyonu’nun 2014 sonbahar tahminlerine göre, 2015 ve 2016 yıllarında Avusturya’da büyüme hızlanacak ve sırasıyla yüzde 1,2 ve yüzde 1,5 oranlarında gerçekleşecek. Komisyon, büyümeyi destekleyen en önemli etkeni iç talepteki artış olarak gösteriyor.

22 Mayıs 2016 tarihinde düzenlenen Cumhurbaşkanlığı seçiminin ikinci turunun galibi Yeşiller Partisi adayı  Alexander Van der Bellen oldu. 24 Nisan 2016 tarihinde yapılan seçimlerin birinci turunda ilk sırada yer alan Özgürlük Partisi adayı Norbert Hofer’in salt çoğunluğu elde edememesi sonucunda seçimler ikinci tura kalmıştı. Başa baş geçen ikinci turun sonucunu, posta yoluyla gönderilen oylar belirledi ve Yeşiller Partisi adayı Van der Bellen yarışı galip bitirdi. Avusturya Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin en önemli gündem maddesi Avrupa'nın içinde bulunduğu göçmen krizi idi.  

Ülkenin temel ekonomik göstergelerine buradan ulaşılabilir.