E

Ekonomik Hassasiyet Göstergesi

Economic Sentiment Indicator (ESI)

Ekonomik Hassasiyet Göstergesi, farklı ağırlık taşıyan beş sektörel güven göstergesinden oluşan bileşik bir göstergedir. Bu göstergeler sanayi, hizmet sektörü, tüketici, inşaat sektörü ve perakende sektörü güven göstergelerinden oluşmaktadır. Güven göstergeleri, izlemek istediği referans değişken ile ilgili bazı sorulara verilen cevapların mevsimsellikten arındırılmış aritmetik ortalamalarıdır. Anketler, Avrupa Komisyonu’nun Ekonomik ve Mali İşler Genel Müdürlüğü tarafından yapılmaktadır. Anketler, Ortak Uyumlu AB İş ve Tüketici Anketleri Programı kapsamında tanımlanmaktadır.

Ekonomik Hassasiyet Göstergesi, ortalama değeri 100 olan ve standart sapması belirli bir standart örneklem döneminde 10 olan bir endeks olarak hesaplanmaktadır. Ekonomik Hassasiyet Göstergesi, Avrupa’nın ekonomik sağlığını ölçen bir barometre olarak görülebilir. Tüm AB Bölgesi, Üye Devletler ve ilgili sektörlerdeki durumun genel bir görünümünü sunmaktadır. AB ve Üye Devletler açısından geleceğe dönük ekonomik planlama yapılmasında ve ekonomik alandaki potansiyel problemlerin fark edilmesinde önemli bir rol oynamaktadır.

Ekonomik ve Parasal Birlik

Economic and Monetary Union (EMU)

Ekonomik ve Parasal Birlik (EPB), Üye Devletlerin ekonomik ve parasal politikalarının uyumlulaştırılması ve ortak para birimi avronun yürürlüğe konulması sürecinde hayata geçirilmiştir. 1960’lı yıllara dayanan ve bazı siyasi ve ekonomik gelişmeler nedeniyle gerçekleştirilmesi geciken EPB’nin hayata geçirilmesi hedefi,1988 yılında AB Konseyi tarafından teyit edilmiş ve dönemin Avrupa Komisyonu Başkanı Jacques Delors başkanlığında bir komite, EPB’nin oluşturulması için gerekli aşamaların belirlenmesi ile yetkilendirilmiştir. Komite tarafından hazırlanan Delors Raporu, EPB’nin üç aşamada hayata geçirilmesi gerektiğini ortaya koymuştur.

EPB’nin oluşturulması kararı, Aralık 1991’de Hollanda’nın Maastricht kentinde alınmış ve daha sonra Avrupa Birliği Antlaşması’na (Bkz. Maastricht Antlaşması) dâhil edilmiştir. EPB, AB’yi, 1957 yılında kurulmasıyla birlikte başlayan “ekonomik bütünleşme” hedefi doğrultusunda daha da ileri taşımaktadır. Ekonomik bütünleşme, AB ve Üye Devletlerin eko- nomilerine daha büyük bir hacim, etkinlik ve güç getirmekte, bu da AB vatandaşlarına doğrudan yarar sağlayan ekonomik istikrar, daha yüksek büyüme oranları ve daha fazla istihdam gibi fırsatlar sunmaktadır.

EPB, pratikte, ekonomi politikalarının Üye Devletler arasında koordine edilmesini; kamu borcu ve bütçe açığı üzerindeki sınırlamalar aracılığıyla maliye politikalarının eşgüdümünün sağlanmasını; AMB tarafından uygulanmakta olan bağımsız bir para politikasını; ortak para birimini ve Avro Alanı’nı kapsamaktadır. EPB üç aşamada hayata geçirilmiştir:

 

 Birinci aşama

 (1 Temmuz 1990-31 Aralık 1993)

 Üye Devletler arasında sermayenin serbest dolaşımının, ekonomi
 politikalarının yakın eşgüdümü ve Merkez Bankaları arasında yakın
 işbirliğinin sağlanması.

 İkinci aşama

 (1 Ocak 1994 - 31 Aralık 1998)

 Fiyat istikrarının ve sağlam kamu finansmanının sağlanması
 doğrultusunda, Üye Devletlerin ekonomik ve parasal politikalarının
 uyumlaştırılması ve AMB’nin selefi Avrupa Para Enstitüsü’nün
 (European Monetary Institute – EMI) kurulması.

 Üçüncü aşama

 (1 Ocak 1999 itibarıyla)

 Döviz kurunun daimi olarak sabitlenmesi ve dış döviz piyasalarında
 ve  elektronik ödemelerde kullanılmak üzere ortak para biriminin
 yürürlüğe  koyulması; Avro banknotlarının ve madeni paralarının
 kullanılmaya başlanması.

 

 

Hâlihazırda, EPB’nin üçüncü ve son aşamasına tam katılım sağlayan, bir diğer deyişle tek para birimi avroyu kullanan ve Avro Alanı’na dâhil olan 18 Üye Devlet bulunmaktadır. 1 Ocak 2015 tarihinde Litvanya da Avro Alanı'na dahil olacaktır. EPB’nin üçüncü aşamasına katılmayan ülkelerden İngiltere ve Danimarka, Avrupa Topluluğu’nu kuran Antlaşma’ya eklenen protokollerde, EPB’nin üçüncü aşamasına katılma niyetlerinin olmadığını ifade ederek Avro Alanı’na katılmamayı seçme hakkı (opt-out) elde etmişlerdir.

İngiltere ve Danimarka ile Eylül 2003’te gerçekleşen referandum sonucunda ortak para birimini kullanmayı reddetmiş olan İsveç dışında, 1 Mayıs 2004 ve 1 Ocak 2007 tarihlerinde AB üyesi olan ülkeler, Maastricht Kriterleri’ni yerine getirmedikleri gerekçesiyle EPB’nin üçüncü aşamasından derogasyon elde etmişlerdir. Ancak Maastricht Kriterleri’ni yerine getirir getirmez avroyu kabul etmekle yükümlüdürler.

 

Ekonomik Yönetişim

Economic Governance

Küresel krizden önemli derecede etkilenen AB ülkeleri, kamu açığının yükselmesi, rekabet gücünün azalması, işsizliğin artması ve düşük ekonomik büyüme gibi ekonomik sorunlarla karşı karşıya kalmışlardır. Ekonomik ve mali kriz, üye ülkelerin sorunlarının birbirlerini etkilediğini, aynı zamanda çözüm için de üye ülkelerin birbirlerine gereksinim duyduklarını ve bu amaçla ortak hareket etmeleri gerektiğini ortaya koymuştur. Bu noktadan hareketle, sorunların çok boyutlu olduğu ve çözümün de çok boyutlu bir yaklaşımla ve üye ülkeler arasında koordinasyon sağlanarak geliştirilmesinin gerektiğine odaklanılmıştır. AB’de ekonomik yönetişim, bu ihtiyaca bir cevap olarak gelişmiştir. Ekonomik yönetişim, Avro Alanı’nı yöneten ekonomik ve mali kurallarda reform ve bütün olarak AB’de ekonomik ve mali politikaların koordinasyonu olarak tanımlanabilir. Bu kapsamda bir dizi mevzuat düzenlemesi ve önlemler kabul edilmiştir.

Bunlar şöyle sıralanabilir:

  • İstikrar ve Büyüme Paktı’nın güçlendirilmesine yönelik maliye politikaları ve bütçe denetiminin yanı sıra AB’de makro- ekonomik dengesizliklerin daha kapsamlı ve gelişmiş gözetimine yönelik Altılı Paket,
  • Avro Alanı ülkelerinin bütçelerinin denetlenmesi ve izlenmesi ile mali sorun yaşayan ülkelerin ekonomi politikalarının izlenmesine yönelik İkili Paket,
  • Üye Devletlerde bütçe dengesinin gözetilerek mali disiplinin güçlendirilmesi amacıyla yürürlüğe giren Ekonomik ve Parasal Birlik’te İstikrar ile Koordinasyon ve Yönetişime ilişkin Antlaşma. Antlaşma ile otomatik yaptırımlar ve daha sıkı bir denetim için bütçe dengesi kuralı getirilmiştir. Yine Antlaşmayla, üye devletlerin yıllık yapısal bütçe açığının nominal GSYİH’ye oranının binde 5’i aşmaması gözetilerek, bu şartın ulusal anayasalarda yer alması öngörülmüştür,
  • Üye ülkeler arasında rekabet gücünün ve istihdamın artırılması, kamu maliyesinde sürdürülebilirliğin sağlanması ve finansal istikrarın güçlendirilmesi amacıyla oluşturulan Avro Paktı,
  • Üye ülkelerin bütçe ve ekonomi politikalarını, AB düzeyinde kabul edilmiş hedef ve kurallara uyumlaştırarak döngüsel bir süreç içinde koordine etmelerini amaçlayan Avrupa Sömestri. Avrupa Sömestri kapsamında, Avrupa 2020 Stratejisi’nin ortaya koyduğu büyüme ve istihdam stratejileri doğrultusunda yapısal reformlar, İstikrar ve Büyüme Paktı doğrultusunda mali politikalar ve aşırı makroekonomik dengesizliklerin önlenmesine yönelik olarak politika koor- dinasyonu sağlanmaktadır,
  • Avrupa 2020 Stratejisi. Bu strateji, AB’nin ekonomik ve mali krizden çıkışını sağlamak amacıyla daha akıllı, sürdürülebilir ve kapsayıcı büyüme ve istihdam için stratejiler ortaya koyar. Avro Paktı ve Avrupa Sömestri’nin de çıkış noktası bu stratejidir.
  • Mali sektörün desteklenmesi ve gözetilmesine yönelik mekanizmalar,
  • Avrupa Sistemik Risk Kurulu;
  • Avrupa Bankacılık Otoritesi,
  • Avrupa Menkul Kıymetler ve Piyasalar Otoritesi,
  • Avrupa Sigortacılık ve Emeklilik Otoritesi,
  • Avrupa Finansal İstikrar Fonu,
  • Avrupa İstikrar Mekanizması.

 

Ekonomiyi Canlandırma Paketi

Economic Stimulus Package

Ekonomiyi canlandırmak, ekonomik durgunluğun önüne geçmek ya da hâlihazırda ekonomik durgunluk yaşanıyorsa bu durumu tersine çevirebilmek amacıyla hükümetlerce hazırlanan çeşitli ekonomik önlemlerden oluşan paketlerdir. Küresel kriz döneminde, başta ABD olmak üzere pek çok ülke tarafından krizin etkilerinin azaltılması amacıyla ekonomiyi canlandırma tedbirleri uygulanmıştır.

ABD tarafından 2009 yılında kabul edilen Amerikan Kurtarma ve Yeniden Yatırım Yasası ile ekonomiyi canlandırmak amacıyla, 787 milyar dolar harcanacağı açıklanmıştır. Benzer şekilde, ekonomik krizdeki AB ekonomisinin de canlandırılması için, 11-12 Aralık 2008 tarihlerinde düzenlenen AB Konseyi Zirve Toplantısı’nda 200 milyar avroluk kaynak, Avrupa Ekonomik Kurtarma Planı adı altında ayrılmıştır.